“Tüm sorunlarımı kendim çözdüm” diyordu.

Sözcükler ağzından içten ve hızla dökülürken, hiçbir kırgınlığı da yoktu aslında...

Bilmiyordu ki; paylaşmanın getireceği hafiflemeyi...

Bilmiyordu ki; kendisinin paylaşarak daha büyük bir potansiyele ulaşabileceğini...

Yaşanmış ve tecrübe edilmiş birçok şeyi kendisinin de tecrübe ederek öğrenmesi gerekmediğini, en yakın çekirdeğine uzaklaşmaması gerekliliğini...

Ona hep güçlü olmak, güçlü durmak, kendi sorunlarını kendi çözmesi için başarma arzusu, hevesli olmak ve problemsiz olmak öğretilmişti bu hayatın başında.

Aşı tutmuştu belli ki.

Ama bu aşının etkisi nereye kadar sürerdi? Aşının halen etkili olduğunu göstermek için kendi içinde çizilen fasitler, gelgitler, tükenmeler nereye kadar taşırdı onu bu yolculuğunda?

Öğrenmeye, dinlemeye, yardımcı ve destek olmaya büyük bir aşkı vardı. Biliyordu ki; yardımcı olmak ona iyi gelecekti. Bilmiyordu ki; yardımcı olup, aştırdıkça yokuşları kendi başarma arzusunu daha da kamçılayacaktı.

Nefes aldığının bile farkına varmadan iş odaklı çalışan bu kadın, bir gün 20 kişilik ekibin yönetim sorumluluğuna getirildi...

Biliyordu ki; her şey onunla başlardı. O doğru oynar ise hayatın içerisinde, her şey ona göre hareket ederdi.

Bilmiyordu ki; başarma arzusu bireyden bireye değişirdi ve birey olmaya giden yolda edinilen tüm deneyimler bizi diğerlerinden çok farklı kılardı.

İşte öykümüz böyle başladı...

Sevgiyle kalın,

Hafize KARGI